Eğlencenin Felsefesi ve Dijital Medya – 31 Mart 2016


“Kendinizi Teknolojiyle Sınırlamayın, Sosyal Hayatın İçine Sokun”

TRT Akademi tarafından düzenlenen ve Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin ev sahipliğini yaptığı ‘Eğlence Endüstrisi’ adlı söyleşiye Uludağ Üniversitesinden Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nihal Kocabay Şener konuk oldu.

TRT Akademi Tarafından düzenlen ‘Eğlence Endüstrisi’ adlı söyleşi bugün gerçekleştirildi.

Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi 3 Mayıs Amfisi’nde gerçekleştirilen söyleşiye TRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu, Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Füsun Alver, Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Selma Koç Akgül, Doç. Dr. Mustafa Yılmaz, TRT Akademi Genel Yayın Yönetmeni Abdurrahman Çakır, TRT Akademi Editör Yardımcıları Ekrem Özdemir, Yusuf Tufan Şenoğlu’nun yanı sıra üniversite akademisyenleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Açılış konuşmasını Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Füsun Alver yaptı. Alver konuşmasına salonda bulunan herkese hoş geldiniz diyerek başladı. TRT’nin çıkardığı akademik derginin ilk toplantısına ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğunu aktaran Alver, “TRT ilk toplantısını yapmak için bizi uygun gördü. Bu da bizi çok mutlu etti” dedi. TRT’nin geçen yaz aldığı kararla akademik dergi çıkarmaya başladığını söyleyen Alver, derginin ilk sayısının Eğlence Endüstrisi adıyla yayınlandığını sözlerine ekledi. Alver ayrıca, “TRT dergisinin önemi teori ile pratiği bir araya getirmesinden kaynaklanıyor. Böylelikle TRT gibi önemli bir kurum hakemli bir dergi çıkarmış oldu. Derginin uygulama alanında çalışanlara da yer vermesi teori ile pratiğin birleşmesinde önemli oldu” dedi.

“Global Köyün Ortasındayız”

Alver’den sonra söz alan TRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu oldu. “Değerli hocalarım, müstakbel meslektaşlarım bizi kırmayıp geldiniz teşekkür ederim” şeklinde sözlerine başlayan Durdu, salonda bulunan herkese hoş geldiniz dedi. Hem öğrencilik hayatında hem de iş hayatında çeşitli vesileler üniversitelerde bulunduğunu aktaran Durdu, “Şu anda da o heyecanı yaşıyorum” dedi. Üniversite ile ilişkilerin geçtiğimiz yıl kurulan TRT Akademi ile başladığını söyleyen Durdu, “Bu ilişkilerin son adımı ise bugün gerçekleşiyor” dedi. Gelişen medya ile dünyada global köy kavramının tam ortasında olduğumuzu belirten Durdu, “İletişim teknolojisindeki gelişmeler ve bunun etkisiyle medya dünyasında yaşanan büyük değişimler ile artık ülkelerin sınırları ortadan kalktı. Kültürler iç içe geçti ve dünyamız adeta küçük bir köye dönüştü. Hatta dünün uçsuz bucaksız dünyası bugün cep telefonlarımız aracılığıyla cebimize sığacak kadar küçüldü” şeklinde konuştu.
Medyanın insanları enformasyon bombardımanına tuttuğunu söyleyen Durdu, bunları verdiği istatistiklerle açıkladı:

“Wikipedia’da bugün bir dakika içinde on milyon yeni makale yayımlanıyor, her gün binlerce insan yeni mobil kullanıcısı haline geliyor, yüz binlerce tweet atılıyor, Facebook’ta on milyon sayfa görüntüleniyor. Daha sonra yeni kuşağı tanımlayan Durdu, “Yeni kuşak teknolojiyi etkin olarak kullanan, sanal ortamda gezen çok kimlikli, yeni medya ile baş başa kalmış, ama aynı zamanda elindeki network ile sosyal her zaman her yerde online ama fiziksel ortama adapte olmakta zorlanan bir nesil” dedi. Ayrıca dünyaca bilinen büyük televizyon kanallarının yayınladığı dizilerde reyting düşüklüğü olduğunu söyleyen Durdu, bunun artık belli yaş aralığındaki kişilerin dizileri televizyondan değil internetten izlemesini sebep gösterdi.

Teknolojinin olumsuz özelliğine de vurgu yapan Durdu, “Ben kırsal çocuğuyum. Yağmur yağdığında yayılan toprak kokusunu severim. Geçenlerde yağmur yağıyordu oğluma dışarı çıkmayı teklif ettim ama hayır dedi. O’nun zaten telefonunda bir köyü varmış. Köyünün duvarları, sınırları hatta altın madeni varmış. Kendinizi teknolojiyle sınırlamayın, sosyal hayatın içine sokun” ifadelerini kullandı.

“Mahremleri İzlemeyi Medya Normalleştirdi”

Yrd. Doç. Dr. Nihal Kocabay Şener, eğlence endüstrisinin temel nedenini çalışma hayatı ile boş zamanın birbirinden ayrılması olarak gösterdi. Bu zamanların birbirinden ayrılması ile eğlencenin kendi endüstrisini yarattığını söyleyen Şener, “Kitle iletişim araçlarının ortaya çıkmasıyla eğlence endüstrisi hayatımıza tam olarak girdi” dedi. Daha sonra gözetleme ile eğlence sektörünün arasındaki ilişkiye değinen Şener, “Aslında izlenmek gözlenmek çok da istenen bir şey değil. Ama insanlar artık bunu kabul eder hatta talep eder hale geldi. Sosyal medyada aldığımız beğeni, aldığımız retweet ya da yorumlar önem kazandı. Bu gözetlenmenin endüstrideki son hali” dedi. Televizyonda bulunan yarışmalara da atıfta bulunan Şener bu konuda, “90’lı yıllarda televole olarak adlandırılan magazin kültürü vardı. Kim nereye gitmiş, ne yapmış konulu bu programlarla insanların özel hayatına sızdık. Ama onlar da bu işe müsamaha gösterdiler” sözlerini kullandı. Ayrıca daha sonra Biri Bizi Gözetliyor ve onların benzeri programlarla ünlü olmayan insanların hayatlarını gözler önüne serdiğini belirterek, “Mahremleri izlemeyi medya normalleştirdi” şeklinde düşüncelerini
aktardı.

“Televizyon, İnsanları Hayatın Dışına İtiyor” 

Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, görme organınız egemenlik kurma organınızdır diyerek, “Görmek kontrol altına almaktır. Mesela ben sizi gördüğüm için konferans dinler gibi oturuyorsunuz, siz beni gördüğünüz için ben konferans verir gibi oturuyorum. Bunun sebebi gözümüzle birbirimizi kontrol etmemiz” ifadelerini kullandı.
Televizyonun insanları hayatın dışına ittiğine de değinen Arslan, “Dine mensup insanlar eskiden dini ritüeller ile eğlenirdi. Günümüzde modern eğitim aracı televizyon oldu. Ancak televizyonla birlikte eskiden olayın merkezinde olan insanlar olayın dışına itildi. Artık insanlar olayın merkezinde değil, tribünde kendilerine yer buluyorlar” dedi. Ayrıca insanların teknolojik aletlere çok fazla önem verdiğini söyleyen Arslan, “Fetişizim bir nesneye olduğundan daha fazla değer vermek anlamına geliyor. Artık toplumlar cep telefonu fetişti ve mesaj atmak da modern toplumların ibadeti” ifadelerini kullandı.

Son olarak televizyonun her şeyi seyirlik eğlence haline getirdiğini vurgulayan Arslan, “Politik konular bile artık eğlence aracı oldu. Televizyon kanı dahi eğlenceye dönüştürdü. Evde oturup kahvemizi içip Suriye’de olan iç savaşı izliyoruz” dedi. Arslan, kameranın tanrı olup olmadığını sorgulamamız lazım sözleriyle konuşmasına son verdi.

Etkinlik, soru-cevap kısmının ardından Kocaeli İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Füsun Alver’in TRT Genel Müdür Yardımcısı Erhan Durdu’ya plaketini, Uludağ Üniversitesinden Prof. Dr. Hüsamettin Arslan ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nihal Kocabay Şener’e ise teşekkür belgelerini vermesiyle son buldu.

Etkinlik ardından TRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu, TRT Akademi Genel Yayın Yönetmeni Abdurrahman Çakır, TRT Akademi Editör Yardımcıları Ekrem Özdemir ve Yusuf Tufan Şenoğlu, İletişim Fakültesi uygulama birimlerinden Kocaeli Üniversitesi Haber Ajansı (KOÜHA), Radyo Ki’yi ve film stüdyosunu ziyaret etti.